"her millet layık olduğu şekilde yönetilir."


en birinci belediye başkanımız İ.Melih yine yaptı yapacağını...bildiğiniz gibi marmara bölgesinde bir derenin intikamı pek bi ağır oldu(!).uzmanlar ankara'yı da uyardılar ki olur ya burada da bi dere intikam almak ister felan,önceden bilelim.
ama bizim biricik belediye başkanımız pek akıllı olduğu için önceden ankaralı vatandaşlara çözüm yolunu sundu."alt katlarda oturanlar,üst katlara yatılı misafir olarak gitsinler,cuma ve cumartesi akşamları evlerinde uyumasınlar."dedi.


bisiklet dediğimz şey çok sık error veriyor ..


bisiklet dediğimiz objeyi kullanmayı çok severim.bisiklete bindiğim günün akşamını saymazsanız inanılmaz bi rahatlık verdiğini düşünürüm.ne biliyim bi yokuştan inerken oluşan hava akımıyla tişörtün arka kısmının şişip havalanması ayrı bi güzellik mesela.

bir zamanlar çok fazla bisiklete binerdim.sonra okuldu öss falandı derken baya bi ara verdim.en son bodrumda üzerinde boya kutularıyla samimi bi şekilde gördüm,muhtemelen şu anda kullanılabilitesini yitirmiştir.

ancak bugün farkettim ki bisiklet sürmeyi bırakmamın nedeni sadece ineğin teki olmam değildi....aslında birçok neden var,ve ben bunları düşündükçe bisiklet gördüğüm an arkamı dönüp kaçmak istiyorum.

işte o korkunç nedenler;
  • en basitinden bisiklet dediğimiz şeyin yağlı bi zinciri vardır.bu yağlı zincir giydiğin pantolona ,şort-bermudanın altından gözüken bacağına iflah olmayan bi leke bulaştırabilir.ki bugün benim en güzel kotuma yaptı öyle bi şerefsizlik!
  • o zincirin dişliyle buluştuğu kısımda eğer ki o dişleri örten bi kapak yoksa,giydiğin tüm kıyafetleri parçalama riski çok fazla.
  • çok uzak bi mesafeye bisikletle gittiğinde,hatta evine en uzak mesafede,o teker ya patlar ya havası iner bişey olur.geri kalan yolu zaten çok az gücün kalmış bacakların,susuzluktan kurumuş ağzın ve ıslak tişörtünle yürüyerek dönmek zorunda kalırsın,lanet şey ya!!!
  • uzun süre bisikletten uzak kalmış vücut çok yadırgar bi de.gece uyutmaz o bacak ağrısı.
  • hele o bisiklet erkek bisikletiyse ve bacak boyuna göre yüksekse ve de bi anda fren yapıp yere basmak istersen....ama o acı!
  • bide ingilizcede çok zor yazılıyor.hala ben bike yazar geçerim.
adam olun paten-kaykay kullanın...

öperim,wod

biri İtalyanlara 6 tane sayı söylesin!!!


italya'da insanlar çılgınlar gibi loto oynuyor.zira geçen akşam 85. kez tutturamadılar.ve çok uzun bi süredir devreden şans oyununun büyük ikramiyesi 143.9 milyon avroya ulaşmış.ülkeye gelen turist sayısında inanılmaz bi artış olmuş,avrupa ülkelerinden insanlar sırf loto oynasın diye italya'ya uçak kalkıyormuş.annem o ikramiyenin kendisi beklediğini idda ediyor!!!garip tabi.

o kadar param olsa sapıtırım la!tanımam kimseyi.
jetli araba falan da alırım.
öperim,wod.

animatör sevmeyen bünye.

Bu hayatta en sinir olduğum insan türü,kendine meslek olarak animatörlüğü seçmiş olanlardır.Onlar artık farklı bi tür,zira kendileri insan olmanın birinci şartını ,yani düşünerek hareket etme yetisini,yerine getirmiyorlar.Hareketlerine herhangi bi anlam yüklemek mümkün değil,bir anları diğerine uymuyor ve de önceden ne yapacaklarını kestirmek çok zor.

Korkuyor muyum?Evet,hemde çok.Ben bir animatör mağduruyum.

Genelde yaz tatile ailemle giderim.Hayır,ben yaz tatile hep ailemle giderim!Ne kadar berbat bi durum olduğu üzerinde çok fazla konuşmama gerek yok.Zira bu blogun okuyucularının yaş ortalaması hemen hemen bu durumdan şikayetçi olan insanların yaşına denk gelmekte.Neyse efendim,ailem ile gittiğim tatillerde en büyük sorunum,arkadaş edinmektir.Normal hayatta hiç belli etmiyorum belki ama içten içten çekingen bi insanım,birisi benle tanışmazsa hayatımın sonuna kadar yalnız kalacağımı bilsem bile herhangi bi girişimde bulunmam.Durum böyle olunca bir yanda Alman ve Türk insanlarının füzyonu gerçekleşirken,insanlar kahkahalarla gülerken;ben tüm tatilim boyunca kös kös bi köşede güneşlenirim ya da ne biliyim tavla falan oynarım.

Bu yaz bu şekilde olmadı.Neden mi?Çünki kendini çook akıllı sanan annem beni baş(!) animatöre emanet etti.İyice tembih etti "nerde ne oyun varsa kızımı hepsine sok" dedi.İyi bok yedi!

Ee zaten gün boyunca bi aktiviteler bi kaynaşmalar falan var.(kaynaşma dediysem,almanlar ve fransızlar kaynaşıyor,zira orada hiç Türk yok,bi biz varız.-işin garibi ingilizce bilen de çok az-) Tabi annemin tembihlemesi üzerine bu psikopat animatör beni her aktiviteye dahil etti,sağolsun(!).Utanmasa mini club da kum boyaması bile yaptıracaktı!!!

Ama geçti artık bitti!evimde pc min başındayım.Tek sorunum son iki gün içinde domuz gibi enseli alman heriflerle yaptığım sayısız plaj voleybolu maçında her iki bileğimi de burkmam!Beni tanıyan bilir,öyle aman aman spor yapan bi insan değilim.Lanet olsun,ben spor yapmam ki!Zaten benim ellerim ve ayaklarım aynı organizasyon içinde uyumlu bi şekilde hareket edemez !!!Sakatlanmadan oynayabilmem mucize olurdu.(fotodakiler gibi oynamak isterdi bu gönül!)

Öyle ya da böyle 09 yaz tatili benim için bitmiştir.Hadi artık okul açıllsın.Calculus ister bu bünye!

Çok öperim,wod

hayat ne güzel
vapurlar falan
...

yaz-a-bilmek!

merhaba sevgili okur,
bi an farkettim,yaz geldiği için midir nedir tüm blog yazarları üretici modlarından çıkıp yaz insanı havasına bürünmüşler,falan.şimdi sen sanıyorsun ki tatile gittim işte her gün-gece dışardayım,bilgisayara vakit harcamıyorum,ondan yazmıyorum.ama hayır canım öyle değil.yazmıyorum zira benim klavyem ççoookkkk uzun bi zamandır bozuktu."r,ı,o,w,e" harflerini kullanamıyordum.bırak bişeyler yazmayı msn de bile "naber nassın" gibi konuşmalara bile tahammülüm kalmadı.ekran klavyesi diye korkunç bişey var,o konuyu hiç açmıyorum.donatılardan gir,bak orda var.

haftalardır,klavye alıcam falan ama dışarı çıktığımda hiç aklıma gelmiyordu.en sonunda bugün sinirlendim,sırf klavye almak için en yakın alışveriş merkezine gittim. ben klavye bakarkene görevli geldi,fikrini sordum.adam benim eskiden kullandığım klavyeyi gösterince,"ben bozdum onu!su falan da dökülmedi ama bozuldu,anlamadım" dedim.adam gülerek bana uygun yeterince sağlam ürünlerinin olmadığını söyledi.pek bi bozuldum.gözüme kestirdiğim bi tanesini alıp,arkama bakmadan uzaklaştım.

kıçımın görevlisi sana sesleniyorum,gayet uyum sağladık biz birbirimize.şu anda tuşlar parmaklarımın altından akıp gidiyor,o derece.sen benim narin ellerimi kendi toynaklarınla karıştırıp eski klavyelerime sert davrandığımı sanabilirsin ama öyle değil.bozuldu işte napıyım.

o kadar çok konu biriktirdim ki,utanmasam liste falan yapıcaktım.(blog yazarlarının içinde yapanlar var,biliyorum.)ama nedense şu anda hepsi "piuuu" diye uçtu,gitti.

şu anda "beirut" isimli bi grup dinliyorum.itiraf ediyorum,bi arkadaşım videolarını facebook'ta paylaşmıştı,ordan gördüm.çok farklı bi tarzları var.çok hoşuma gitti ya.
ayrıca şimdi liseli bi kız gibi (liseyide küçümser oldu,daha geçen sene ordaydın bokum!)"ayyy çocuk çok tatlı" demicem ama lanet olsun Zach sen ne kadar süper bişeysin ya.sesi çok etkileyici zaten bide konserlerde grubuyla çaldığı parçaların hepsini albümde sadece kendisi çalmış,yanılmıyorsam.çok süper bi oluşum bence.rabbım özenerek yaratmış.

neyse mutlaka dinleyin.

öpüyorum kocaman

o değil de...#3

  • hocam.com 'a denk geldim demin. güzel kızlar sıçar mı? diye başlık açmışlar.hemen ekranın sol üst köşesindeki kırmızı küçük çarpıya bastım.ama ben kendimden biliyorum(!) sevgili okur, güzel kızlar sıçmaz,işemez,osurmaz.tuvalette sadece makyaj yaparlar.en kötü ellerini yıkarlar.odur yani(:
  • ankara da yaşayan insanlara sorarım; sizin anneniz de benimki gibi mine adlı dünyanın en sıkıcı mağazasında gezip kıyafet denemekten zevk alıyor mu?var ya bi alp billuriye iki mine şu nefret ettiğim şehrin en kötü mekanlarıdır.hele anne ile girilmesi kesinlikle sağlık açısından zararlıdır.
  • bugün şıpıdık -sadece deniz kenarında giyilecek cinsteki- terlilerimi buldum.deniz kokuyorlardı.ayakkabılıkta en dış kısma koydum.
  • pazar günü öss açıklanıyormuş.o değil de öss kalktı artık öyle bi organizasyon bile kalmadı ama insanlar hala öss sınavı demekte ısrar ediyorlar.bi ona kılım bir de yunanlı lafına...(lan olum "yunan"dır doğrusu.bilmiyosan da öğren.ben bile biliyorum.)
  • profil picture olayı beni bozuyor cidden.ne biliyim bi feysbukta olsun bi msnde olsun,artık sıkılıp ya da gaza gelip değiştirdiğim fotografın yüz milyon kişi tarafından onaylanmasını beklerim,aksi halde sinirlenirim,eskisine dönerim.o nedenle çok az değişir benim profil picturelarım.öyledir.
  • beni tanıyan bilir,limonata benim için kutsal bi içecektir,hele de yazın.eminim ki çoğu kişi de benimle aynı fikirde.ancak siz siz olun diş etinizde altı tane dikiş varken içmeyin!benim gibi pis boğaz olmayın...(en azından yazının artık bi anafikri var)
  • en son olarak da tercih neyim yapacak arkadaşlara sesleniyorum;sakın ha ailenizin bulunduğu şehirde okumayın.hele kızlar,arkanıza bakmadan uzaklaşın ordan.
çişim geldi,gittim.
-yazının sonu başıyla çelikili oldu ama olsun artık.:)-

wod.

aşk bu mudur?budur!!!

bir derdim var diycem.o iğrenç mor ve ötesi şarkısı gibi olcak.o nedenle hiç girizgah kısmıyla uğraşamıycam.(girizgah düz yazıda olur muydu???)
sevgili okur leyla ile mecnun'un birbirlerine karşı hissettiği duyguların totalini ben platonik olarak hissetmekteyim.zira onun beni farketmiş olabilitesi hiç yok (ama hiç yok öyle bişey o).
hikayemizi(öyle bi hale getirdim ki bizim hikayemiz oldu.) şöyle bi anlatayım istedim.

onu ilk gördüğüm zamanı hatırlamıyorum.ama çok eskiden değil,belki 3 bilemedin 4 yıl olmuştur. aslına bakarsanız ilk başta dikkatimi çekmemişti.zira tarzlarımız pek uygn değildi.3-4 yıl diyorum ya ben işte o zamanlar pek bi havalardaydım,bi km öteden "çok rakırım ben !!!!!" diye bas bas bağırıyordum.sadece siyah giyinmeler, beş cm eninde siyah kalem çekmeler(hayır emo değildim!),yok efendim saçlarımı kırmızıya boyamaya özenmeler.tabi sonra geçti.şimdi bana yazın siyah giydirip öğlen sıcağında kızılaya göndermek için çok büyük miktarlarda para teklif etmelisiniz. çok zor iş yani.

neyse efendim,konudan çok saptık.hah ne diyodum.evet,tarzlarımız çok farklı olduğu için dikkatimi hiç çekmemişti.yıllar geçti falan arada bi kaç kere daha karşılaştım.yanından transit geçişler yaptım hep.yüz vermiycem ya.ne malım yarebbim sanki o da beni bekliyordu ya.neyse ben orda sebepsiz yere beğenilen kız triplerine girmişim falan,garip tabi.zaman geçti unuttum,işte araya başkaları girdi falan. hem o başkaları sayesinde hem de ilerleyen yaşım sayesinde çok değiştim.şimdi şimdi anlıyorum,eskiden berbatmışım.(bi kaç sene sonra bu yaşım için de aynı şeyi söyleyeceğim)ama şimdi file çorap berbat bişey.yani nasıl yapmışım ben öyle şeyler,halan anlamam.anne-baba size sesleniyorum ,lan bari siz engel olsaydınız ,kötü falan deseydiniz be!her yere yetişen engin tecrübeleriniz deseydi ya "a kızım ilerde şimdiki halinden tiksincen" diye.yok ama!

evet,işte ben değiştim falan derken onla tarzlarımız aynı oldu..kısmet işte.geçen gün tekrar karşılaştık müzik aletleri satılan bi mağaza da. bu sefer çok farklıydı.hiç çekinmeden baktım ona.sanki hiç aklımdan çıkmamasını istiyormuşum gibi ezberledim onu. çok sonradan farkettim son bi yıldır onu düşünüyormuşum.başkalarıyla ne yaşadıysam yalanmış adeta...

ve şimdi jimi amcanın tüm muhteşem şarkılarını playlistime attım.aklımda o var....!

ve maalesef bu işin oluru yok hacı.işte durum budur.platonik bi aşkın pençesindeyim.imkan yetersizliği yüzünden kavuşamıyorum ona!

ahanda aşağıda da resmi var!!!görün bakın siz de beğeneceksiniz.onsuz daha fazla dayanamayacağıma inanıyorum.bi yardım eli uzatın...hacı be oldurun şu işi!




platonik aşkım işte!kendisi gibson les paul supreme oluyor!!!!blues yapacam olum lazım bu bana!ancak fiyatı 4500 euro.


öperim çok!

wod!

daha bişe demiyorum.

feysbuk testlerinde son nokta !!!!
piç misin?xd diye test yapmışlar.
gördüm,çok acayip hissettim kendimi."bu gençler nereye gidiyor?"diye sordum sonrasında.
bide 15.777 tane aylık aktif kullanıcısı varmış.
hatta benim feysbukta arkadaş listemde olan bi insan-arkadaşım demiyorum!!- davet yollamış.nitekim o insan artık feysbukta bile arkadaşım değil!lanet!defol git lan!istemiyorum seni.ilkokuldayken de sevmezdim.ne bok yemeye eklediysen beni!

feysbuk oyunları olmasa kapatıcam hesabımı!

wod
-sana snickers alsam geri döner misin?-

dişçi koltuğu(!)


hayatımda en nefret ettiğim soru "neden ağlıyorsun?" dur.e kardeşim ağlıyorsam zaten sinirim bozuktur,üstüme bi gelme dimi????
belki de cevabını kendime bile veremediğim bir sorudur ha?bi de sana açıklamak için mi kafa yorucam?
ama her olayda olduğu gibi bunda da evren benim sinirime dok-a-nacak ne varsa yapıyor (çok ağır küfür var burda)!
-çok sinirliyim ya öyle böyle değil-
sabahtan beri annem soruyor o soruyu ve kesinlikle bilmediğim bi cevap var.bulsam ben ağlamayacağım.o derece öyle birşey.
sabahtan beri ağlıyorum.neden:dişçi abi!
lanet olsun ya ben dişçiden ölesiye korkan bi insanım(öss tercih formunda bile diş hekimliği bölümlerini karalamıştım.) ne biliyim,böyle ev gezmelerinde bizim eve dişçi neyim gelse bile götüm götüm kaçarım ordan.uzaklaşırım.sevmem.bi gitsede pijamalarımı giysem gözüyle bakarım o insana.o derece yani!
neyse efendim bi kaç gündür sol üst dişimde bir acı le yaşıyorum.çok bişey değil.anneme göre "kedi götünü görmüş...".ben de çok önemsemedim.ama dedim hazır yaz tatilindeyken bi gidip muayene oluyım.-ki ben muayene olurkene bile ağlarım korkumdan-.her neyse bugün pek bi rahat gittim.doktorun "çok önemli bişey diğil yea." demesini bekliyordum ki beyfendi "3 dolgu birde çekim yapacağız"dedi. meğersem sen o sol üst diş neredeyse eri orda benden habersiz.lan şerefsiz bunca yıldır besledim büyüttüm ben seni.her gün süt içtim güçlü ol diye.bana yapılır mı lan bu p.ştluk?ha?
ben doktorum "3 dolgu..." diye başlayan cümlesini duyduğum andan beri ağlyorum sayın okur.ve annem bana hala "ay çocuk musun kızım niye ağlıyorsun? "diye soruyor.
bilmiyorum taam mı?yıllar önce -4 yıl oldu-iki dişimi tam uyuşturmadan dolgu yaptırdım.zira normal insanlar için kullanılan uyuşturucu ilaca allerjim var ve diğer ilacın etkisi biraz az:/(her bokun altından allerji çıkıyor lan)böylece o iğrenç makina sesiyle birlikte dayanılmaz bir acıyı da çektim.o gün bugündür dişçi tabelasından bile korkar oldum!

şimdi naapsam da kıyamet gününü ertelesem diye uğraşıyorum.günde 16 kez dişimi fırçalamaya başladım.belki çürükler gider diye(sanki çamaşır yıkıyor da lekeler gidecek amk!)

çok çaresizim olum!rabbım kimseye böyle dert vermesin!dinimiz,amin!
off!
wod

1.kral oyun,2.feysbuk geyms


sayın okur,yaz geldi,sınıfı geçtik,millet tatile gitti felan derken ortada mal gibi kaldım iyi mi ???
çok sıkıldım..
felaket hemde.
kitap okumaya verdim kendimi..mutluluğu başka ütopyalarda aradım.başkalarının yaşantısında eğlendirdim kendimi ama cık yine olmadı.
beni bi nebze olsun oyalayan tek şey var şu fani dünyada!!!!
o da lanet olsun diyorum yani allah belanı verin senin ,feysbuktaki mindjolt games(bouncing balls)....
yukarda resmini gördüğünüz oyun varya bi sarıyor ki anlatamam.artık su falan içmekten vazgeçtim ki bir gün içinde tuvalete gitme süresinden kısıp daha çok o oyunu oynayabileyim.
bide rekabet ortamı oluşturuyor.senin arkadaşlarının bir de feysbuktaki iyi derece yapmış insanların bir sıralaması var orda.aşağıdan bakıyorsun "anaaa bilmemne bu kadar puanı nasıl yapmış la,o yaptıysa ben de yaparım" falan diyorsun.meydan okuyabiliyorsun.sonra eğer arkadaşlarının skorlarını geçersen "bilmemnenin eline verdin,aferin" yazıyor ekranda.bi sevindirik olma durumları falan.fena şeyler bunlar.adeta öss rekabeti yaşatıyor sana.
bakın burdan bilenlere sesleniyorum bana dota neyim oynamayı öğretin ki böyle oyunlarla kafayı bozmayım en azından adam gibi şeylere sarayım lan .hadi bari en kötü bi sims cd si bulun bana...vallahi çok kötü yoldayım.

oha olum çok ara verdim ben.gittim,skor kasıcam.ayrıca günün ilk saatlerinde oynayacağım.en azından birkaç saatliğine de olsa haftanın birincisi ben olayım istiyorum.

çok öptüm!

o gitarın sap ayarına sokayım...beni en kötü zamanlarımda yalnız bıraktı.işin yoksa git kızılaylarda sürün.
allah belanı versin feysbuk ne geldiyse başımıza senden geldi!!!ilkokul arkadaşlarını bulmak bahanesiyle ettin içine internet ortamının.sen yokken napıyordu la bu millet???

yap-a-mıyorum!!!

maden suyu -kola felan gibi gazlı içecekleri içince bütün gazı burnumdan çıkıyor.zira geğirme özürlü bi insanım!!!!!
yaya yaya geğirebilmeyi çok isterdim...hatta o kadar yayabileyim ki o esnada cümle kurabileyim falan. ya da en azından "anneeeaaa" diyebileyim.
demin burnumdan bi gaz kütlesi çıktı...canımı çılgınlar gibi yaktı okur..
adeta gözlerim yeşerdi.

gittim ben...

wod

not:o kadar güzel,cezbedici konu varken bunu mu buldun diye soranlara cevabım "evet" olur.

çok dip not:lan gelmişiz temmuza hala yağmur yağıyor.ey okur bilesin ki ağzımı bozmak istemiyorum,yoksa ardı gelir.

başlık bulamadım.#1

yazmayacaktım aslında...ama dayanamadım.

profişınsi belam bitti.belki kalırım belli olmaz.ancak profişınsi de bütün soruları görebilmek de bi başarıdır.öyledir yani.

cağnım dostum ciğerimin köşesi gidiyor...en az son gördüğümm kadar mükemmel halinle geri dönmen dileğiyle tatlım....

öperim hepinizi,özellikle diren'i...

wod

çocuksevmeyenvol2.


çocuk dediğimiz şey özellikle de 4 ila 10 yaşları arasındakiler hoş değildir.insanda hoş anılar bırakmaz.en azından bugüne kadar bende bırakmadı....
özellikle de otobüs yolculuklarında çok fenadır.yanına oturmuşsa kulaklığını çekiştirmeceler,sanki ilk defa "abla" görmüşcesine yüzüne bakmacalar, birisi ona bakıp şebeklik yapsın diye kendini belli etmeceler falan...noluyor ya?kimssin sen? küçücük çocuk gelmiş geçmiş en büyük işkence aletine dönüşmüş,haberimiz yok.
hele ki şehirler arası yolculuklar da normal insanlar "sağ salim gideceğimiz yere varalım"diye dua eder.ben ise "lütfen önümde arkamda sağımda solumda hiç çocuk olmasın hatta otobüste olmazsa çok memnun olurum allahım ,bilesin." diye mırıldanırım.ya şimdi haklısın hep işim düştüğünde adını anıyorum rabbım amma bi kere de gerçekleştir şu isteğimi hı,olma mı?
yok illa olcak öle bi kaç numune.hele bi de arkana oturduysa aman yarabbim,o servis sehpası mıdır nedir onla yolculuk sonuna kadar oynar uyutmaz,ağlar zırlar en sevdiğim blind guardian'ın en sevdiğim parçasının en sevdiğim yerinde beni çileden çıkarır,ya da olmadık yerde çişi gelir arabayı durdurmak zorunda kalırlar.kusuyorsa-ki küçükken inanılmaz kusardım,misal bizim evden kızılaya giderken üç kere kusmuşluğum vardır-o zaman çekilmez. kusma seslerini duymak en kötü ikinci şey.birincisi ise senin üzerine kusması-ki yaşadım-...
lanet olsun ya bi çocuğun kusmuğuna sahip çıkamıyorsan neden doğuruyorsun kardeşim?düşünmesi bile beni delirtmeye yetti.vallahi.

çocuk demişken; düğünlerdeki çocuklara değinmeden geçemiyeceğim.
öyle bi tür vardır.hani böyle annesi babası el kadar bebelere tuvalet giydirir yok efendim takım elbise giydirir.saç baş yapılır.lan??bizi mi kandırıyorsun?sen çocuksun ya !ağzına çakılası bi varlıksın!ne kadar büyük gibi giyinsen de davranışlarını hala bi mantık ölçülerine oturtamıyacağımız bişeysin sen!hele böyle arada koşmacalar,halayda insanların kollarını ayırmacalar,gelinin eteğini çekiştirip kaçmacalar,gecenin sonuna doğru"anneeeaaaa uuukuum geldi " diye zırlamacalar büyüklerin yapacağı işler mi olum?bi git allanı!
böyle elimin bitimiyle,bileğimin başlangıcı olan yerle vurmak istiyorum onlara.tepik atmak istiyorum adeta...
iyice soğudum yeminle.
bence çocuk 4 yaşına gelene kadar sevilmeli falan sonra at gitsin.ergenlikte falan da çekilmez bunlar.

wod.

o değilde resim olarak ağlayan çocuk tablosunu kullancaktım,lanetli diyorlar ona,tırstım.

gelin oynayamamış....

bi kuş var benim sınıfın camının tam kenarındaki ağacın oraya tünemiş şerefsiz .iki gündür sınavın başından sonuna kadar cırladı durdu.-yoksa ben gayet güzel yapardım sınavda-çok sonraları düşündüm o kadar küçük şeyden o kadar ses nasıl çıkıyor."Allah'ın işi" dedim geçtim.

tek şat(!)


efendim milletin kafa bulmak için çeşitli yöntemleri var.böyle ortam olunca herkes anlatır falan.yok ben onla bunu karıştırdım içinden alev çıkardım,orasında bunu sokup pipetle içtim hiç bişey olmadı bi işedim,yerlerdeyim,misal yani.

bi de absinthe diye bi içecek türü var ki kendisi %60 oranında alkol içerir.tek şat(!) ile olmayan şeyleri falan görmeye başlıyormuşsun.kapalı televizyonu izleyip kahkahalara boğulmak gibi.
neyse efendim millet kafayı bulmak için böyle şeyler yaparken doktorum sağolsun bana allerjim için öyle bi ilaç verdi ki alkol almama falan gerek yok.
hani zaten ben küçükken yapıyordum öyle garip şeyler böyle gece gidip kapalı telefonla konuşup geri yatağıma geliyormuşum annem anlatıyor.ama o normal bişeydi o yaşlarda herkesin öyle davranışları vardır.

ama bu seferki tamamen farklı ilacı doktorun yazdığı gün aldım ve o gün içtim bi tane.gece uyandım ve böyle hafif uyku haliyle de odamın kenarında dere gördüm.olabilecek bişey mi bu dere gördüm la!şırıl şırıl akıyor falan...annem kendime getirdi beni.artık nasıl sesler çıkarıyorsam uyanmış kadıncağız yanıma geldi.hiç şaşırmadı ama niyeyse.

dün aldım o ilaçtan bi tane zira okulda bulunmamdan dolayı okulunda ormanla harmanlanmış olmasından dolayı allerji geldi bana yine...neyse efendim dün de gece annem sesime uyanmış "AAANNNNNEEEAAA BBBBAAABBAAAEE!!!!" diye bağırıyormuşum.çok normal bişeymiş gibi"yine ne alıp veremediğin bişey var bizimle??" demez mi....

üçüncü kez o ilacı içtiğimde-ki bugün olur- inanılmaz bi uyku bastırmasına engel olamadım.kendimi öğle uykusunun kucağına bıraktım.uyanışım kocaman elleri olan bir sinek sayesinde oldu.çok sonradan farkettim kocaman elleri olan Deniz isimli arkadaşımın sinek taklidi bilinçaltıma yerleşmiş -lakin yerleşmicek gibi değil-

dün ebru var benim kanka onla konuştuk bi doktor onada aynı ilacı vermiş.ebru sana sesleniyorum bak bu akşam yatmadan önce ikimizde alıyoruz o ilacı ,bizim evdeki derenin orda buluşuyoruz.karpuz koydum ben soğusun diye.kesip kesip yeriz....

offf çok saçmaladım ya....:)
siz siz olun almayın o ilacı...
bi milyon kafamla selam ederim çok öperim....
mucuk!
wod

off lan!

bugün beyin omurlik sıvım kaynadı resmen...(çok sıcak vardı da:))

çok umutlu olduğum 6. midterm'üm içimde patladı.prof'da geçmek outmuş,yaz okulu in'miş meğersem....en azından ben öyle kabul edip uygulamaya koymak istiyorum...

mt6 dan 90 ve üzeri not alanlara çok pis nalet okudum ha.sizin gibiler yüzünden biz kalıcaz bea...

gelecek kaygsı yaşayan halimle çok öperim.

wod

mucuk!

Yiğit Özgür'ü öpesim var!!!

"yaz" derken??

güneş bi tık yakmaya başladığı anda Serdar Ortaç'ın sesi ortaya çıkıyor.uyuz oluyorum.

bide annem konversleri bırakıp açık ayakkabı giymem için çılgınlar gibi ısrar ediyor.ben de pek bi mahremmişcesine gizliyorum ayaklarımı.garip ama...

-benim için yaz; oturup bu konulara çözüm bulmaktır.-

nalet olsun.

wod.

bakkalcı amca


bugün çok uzun süredir sadece otobüs durakları ve ev arasındaki bölümleri kullandığım semtte dışarı çıktım bi arkadaşla.
oturduk bi güzel eğlendik güldük falan.diğer arkadaşımızı andık .özledik.(nalet olsun ayrı düştük bea.)
havada sıcak olduğundan susadık bişeyler alalım dedik.
nerden aklına geldiyse arkadaşın canı "ritmix" çekmiş.
iyi madem dedik aramaya koyulduk.
her yere sorduk en sonunda bi bakkal var,isim vermiyorum,oraya gittik.
bakkalcı amca hafiften yaşlıca,hayır hayır adam 1692 yaşında falan.adam her gece ölüyor sabahları ekmek-gaste neyim geldiğinde yeniden diriliyor bence.
her neyse ritmix içmek isteyen zavallı e.a. bakkalcı amcayla bir diyalog yaşıyor.
ben sadece içerden gelen sesleri duyuyorum.

e.a.:afedersiniz ritmix var mı?
amca:simit yok bizde.
e.a:yok şey rit-mix var mı?
amca:hea kib-rit.var o var.
e.a:ya hayır R-İ-T-M-İ-X !!!!
amca:ha yok yavrum ondan...

ritmix bulamayan zavallı e.a. kendini salyaları aka aka kahkahalarla dışarı atıyor.ben zaten yerdeyim.

nitekim grubun üçüncüsü olmadan eski tadı olmadı.(hayır bea oldu,çılgınlar gibi güldük-hayır abartıyorum-)

e.a.'cım sınavında başarılar diliyorum.yazın çılgınlar gibi anime yardırcaz hep birlikte-gerçi ben şimdi yaptım bu planı kendi kendime,ama olsun bence kabul edersiniz siz de-

okbymucukçoköptümwod.

otostopçunun günlüğü#1


hacı bugün otostop hakkındaki genellemelere istisnalar bulduk! seviniyorum kendi adıma.....

kim demiş ki taksiye otostop çekilmez???
otostop geçmişi olan herkes uzaktan sarı bişey geldiğini gördüğünde hemencecik parmağını indirir.bu böyle bilinir.aksi halde taksici kendisine el ediyormuşuz gibi sanar,önümüzde durur falan,olmaz cık!biz ki paraya kıyıp otobüse-dolmuşa vermemişiz,taksiye mi vericez,hıh!

kim demiş ki 4 kişi otostop çekince kimse durmaz?
öyledir bu,o odur yani.otostop maximum 2 kişiyle çekilir aslında minimum da 2 kişiyle çekilmesi gerekir,sağlıklı olanı budur yani.en kötü şey olur böyle grup iki parçaya ayrılır,bi araba yanaşınca herkes hurra arabaya doluşur.etik mi ? hımm,değil!ama olsun bence.

bugün tamamen çürüttük bu tezleri.

bi taksi geldi fiti fiti önümüze yanaştı.ardından taksici "atlayın gençler nereye gidiyorsanız bırakayım.."dedi.bizde hiç etik olmayan taktikği gerçekleştirmek için iki gruba ayrılmıştık ,hepimiz doluştuk arabaya...
ben direk "valla iyi ettin abi kiminin parası kiminin duası " dedim pişkin pişkin ama adam "hea!" dedi ve geçti.
başladık gitmeye.
nilgün habire soruyor "ya ayşegül taksimetre niye açık??"
sonra yavaş yavaş adam "bi beşlik atın da istediğiniz yere kadar bırakıyım!!!" demeye başladı.
tabi o sırada direk kavga moduna ayarladım kendimi.
meğersem adam bizle geyik yapıyormuş başladı şen şakrak ingilizcemsi sözler sarfetmeye.bizde adam iyilik yapıyor diye "vuuuhuu vuu!!" falan diyerek salak salak pofpofluyoruz.
neysetaksici abi kapıya kadar bıraktı.ki ben arabadan inene kadar kavga modumdan çıkmadım. nolur nolmaz...dimi?

taksici abi burdan sana sesleniyorum...bazı "gazete kafalar" yüzünden senin hakkında önyargılı düşüncelerim olmuş olabilir ama artık değiştim.gel temiz bi sayfa açalım.iyi anılarla dolduralım bu sayfayı.misal yeri geldiğinde öyle bi insan ol ki beni evime bırak gecenin bi körüsünde falan ama hiç para alma...bence istersek olur taksici abi..sende bu ışığı gördüm ben..

daha fazla saçmalayamazdım bence.ama olsun illa haziranın ilk dakikalarında yazı yazcam diye kasan bazı blog sahiplerine oranla daha az saçmaladım.
ahahahah,kendimi çok seviyorum...:)

çok çok öperim
umarım eğitim sektöründe çok şeyli -bildin sen onu- bi ay olan bu haziran ayından hayırısıyla sıyrılabiliriz.

yaz çabuk geçsin.
kar yağsın!
ya da i.melih ankara'ya tropikal mevsim getirsin.yapar mı yapar....

wod

edepsizliğin bu kadarı!

kim basıyor lan her yazımda "bokuma benzemiş!" zopçuğuna!!!! bulucam o şerefsizi!
ebru sen misin la söyle???kızmıcam vallahi!

oraya ben koydum o zıkkımı da basın diye değil heralde...özgür düşünce ortamında yaşıyormuşsunuz gibi hissedin diye.ama aslında yok öyle bişey.

sana sesleniyorum bebe sakın ha bi daha basma oraya.şimdi inadına gider her yazımda basarsın.ama yapma!!!


wod

n'oluyor lan???



evet, bugünlerde kendime bu soruyu soruyorum fazlaca...
kendi adıma çok kaygılanıyorum dostlar bilemezsiniz...
şu anda winamp playlistimde öyle şarkılar varki gören, bende kesin bi sorun olduğunu anlar...
sayıyorum;
  • diva
  • ibiza
  • please don't stop the music
  • ı know you want me
nedir bu ya???
benim playlistimde bi offspring bi de "dımtıs dımtıs" çoğunluğu varsa korkacaksın!!!ve işin garibi de ben bu şarkıları kotam dolsun diye bi gaza gelerek indirdim!!! aklıma başka bi şarkı gelmedi...hep şu lanet olası şenlikte radyo standındaki "takılmacalardan" dolayı oldu bu....özüm değişti vallahi....

hatta "ibiza"nın ismi aklıma gelmedi diren kardeşimle şöyle bi konuşma yaşadık.

wod:lan bi tane şarkı vardı böle şehirleri sayıyordu adı neydi???
Mr.D:ney ney?
wod:ya vardı ya hani, rio mio diyodu????(!)
Mr.D:lan gerizekalı ibiza'yı diyorsun sen aman al
Mr.D:-şarkıyı atarak beni sevindirir!!!!-

gidişatım iyi değil bilesiniz....
seneye radyo standında takılmak mı ????
yoo,yoo!!!

-bu arada bişeyi farkettim bu tip şarkılar dinlemek için değilmiş ya dans edeceksin ya dans edenleri izleyeceksin ya da kliplerini izleyeceksin, evet evet öyle çözdüm ben bu işi;)-


clubber halimle çok selam ederim!


wod

günün fotosu


eymirdeydim...bu da tavşanım!!!adı da şeyy hımm şey....sölemiyim bende kalsın.:)

allerjim tuttu(!).gözlerim davul gibi!!!bööö!

wod

mütemadiyen konuşan amca...

efendim benim yuvam odtüye,eski liseme,dersaneme,büyük alışveriş merkezlerine,kızılaya kısacası tüm şehre uzak...bi tık daha uzak olsaydık istanbulla ankarayı tam ortalamış olacaktık o derece yani...

ee böle bi mesafe de oturunca ortalama 1 saatlik otobüs olsun dolmuş olsun-metro olsun demeyi o kadar çok isterdim ki,ahhh i. melih ahhhh- uzun uzun yolculuklarım vardır.ve bunların en sevdiğim yanı müzik dinlemektir...vee bu sevdiğim yanı engelleyen herkesten ölesiye nefret ederim,haberiniz olsun...otobüste muhabbet ayağına hiç yanıma ilişmeyin!

neyse bugün yine öyle tatlı bi yolculuk esnasında egonun dörtlü koltuklarında ters giden yöne oturdum...-artık midem bulanmıyor-tam karşımda da böyle tipinden emekli öğretmenlik akan 65-70 yaşlarında bi adam oturuyor.

böyle insanlar gençliklerinde ve orta yaşlı dönemlerinde çok konuştuğundan mıdır nedir insan buluduğu anda başlar bişeyler anlatmaya...

ve bu sefer tabi ki piyango bana çıktı!

konuya giriş benim burnumun akması nedeniyle oldu.meğersem adamın çocukları hacettepe tıp ı bitirmişler,çok büyük adamlar olmuşlar...ardından nerde okuyosun, bölümün ne derken adam benim ellerimi gördü.tepki direk şu "aaa sen yanlış bölüm seçmişsin...yazık olacak bu cerrah ellerine..." lan!!! tıp demeyin bana yeter bea.

bi ara susacakmış gibi oluyor ben ipod un kulaklığını geri götürüyorum, bi tanesini kulağıma takmamla konuşmaya başlaması aynı zamana denk geliyor... en sonunda "lanet olsun bea." dedim.ipod u kapattım.büyük bi sabırla amcayı dinleyip "hı hı,evet,kesinlikle,umarım..." şeklinde kelimeler sarfettim...

resmen bi kaç yaş gitti o yolculuk sonuna kadar benden...dayanamayıp bikaç durak önce inip yürüdüm.adam ben inerken başka birine sardı

"yavrum sen nerde okuyorsun?" sorusunu duydum bi yerlerden...

tabi arkama bile bakmadan indim.kaça kaça gittim.

ama sonra kıyamadım da lan üzüldüm...sevdim o amcayı ben...

hey amca!sen ya da senin yakınındaki herhangi bi insanın bu satırları okumayacağını bile bile sana sesleniyorum -nitekim ismini de bilmiyorum-sen iyi bi amcasın.bi daha gel karşıma otur ben bir daha en sevdiğim blind guardian'ın en sevdiğim harvest of sorrow'unun en sevdiğim yerinde emin ol çıkarıp atıcam o kulaklıkları.vallahi!!!

çok öperim,amca özellikle de seni...

wod.

yapma bunu!!!yapana da mani ol....

artık "peki ya.......................................sı?" şeklindeki cümleleri istemiyorum,hoş değil....hatta itici...

misal: "peki ya bugün quiz gelmesi ve çok zor olması ve diren'in masa tenisi oynıcam diye bu quizi kaçırıp 4 tane sıfırı olması???"

Allah için hoş oldu mu yani?olmadı,cık!
:D

o değil de...#2


yaz geldiğini sen nerden anlarsın bi söle bana?

ben hani böyle çimler sulansın diye fıskiyeler koyarlar ya,tercihen çüçüçüçüüüüüü diye ses çıkarır ve çoğunlukla çim yerine kaldırımı yolu falan ıslatır,işte ben onlardan anlıyorum...bugün anladımki yaz gelmiş...gelsin madem ..ama nolur çabuk gitsin.

yazı sevmiyorum...


bide "can" burdan sana sesleniyorum.nasıl bi arkadaşlık anlayışın var lan senin??msnden" otobüs kartın var mı ?" diye soruyorsun...var hacı bilesin!!! rahat uyu akşam...

yarın sabah evden çıkmadan önce uykulu gözlerle 1.15 ytl hazırlayıp kotunun cebine koymana ardından hiç tanımadığın bi insana giderek "afedersiniz fazla kartınız var mı ?bana basabilir misiniz?" demene-ki tahminimce sen "afedersiniz" demezsin- ve parayı karşıdakinin ağzından "gerek yoktu hocam" cümlesinin çıkmasını bekleyerek ,insanın kendine güveninden doğan sıcacık ellerine bırakmana gerek kalmayacak çünkü "ben" varım!!!

değerimi bilesin!


aha işte daha demin yaşadığım bi konuşmayı aktarıyorum:
winds of doom~Kevin Mitnick~:du bi yazı yazıyorum
n.ö.:tamam:D
~winds of doom~Kevin Mitnick~:ya aklımda bişe vardı kaçt gitti:S
~winds of doom~Kevin Mitnick~:çok süfer bişeydi.en güzel bişeydi.
n.ö.:neydii
~winds of doom~Kevin Mitnick~:unuttum diyorum lan!
n.ö.:gelir yine
n.ö.::D
~winds of doom~Kevin Mitnick~:daha da bişe demiyorum....


-eğer aranızda n.ö. gibi kafasının içi gazete dolu insanlar varsa -ki n.ö. zekasıyla tanınır-bilin ki burada dikkat etmeniz gereken "n.ö.:neydii" kısmıdır. hah işte tam orada gülün oldu mu?


çok öperim

wod

fişt!fişt!


yazmak için konu bulamadım henüz ama ben bugün çok mutluyum ya
how ı met your mother 4.sezon cd sinide aldım bide....-o cd yi benden almak için sıraya girmelisiniz-
sonra yağmurluğumsu montumu da buldum...gittim ankamall'e :)
bi tık sonra mutluluğun resmini çizebilicem falan..
güzel bi gün.
vallai!!

wod

sensiz olmuyor!!!

çok güzel bir bahar gününde tanışmıştık senle...ilk gördüğümden beri sana karşı beslediğim duygular apaçık belliydi!!!gerçekten sensiz yapamazdım.benim olmalıydın....

çabaladım,yalvardım,çok uğraştım senin için...ve sonunda elde ettim!!!!

o günden beri birlikteliğimiz devam etmekteydi,mutluyduk aslında!!!bazen sen sorun çıkarırdın ben düzeltmek için uğraşırdım bazense ben senden sıkılırdım ama bil ki sana karşı sevgim hiç azalmadı....

ve bugün çok acı birşey oldu!!!yollarımız tamamen ayrıldı....mutsuz muyum?evet,hemde deliler gibi....

sensiz olmuyor bea!

en güzel bişeyimi kaybettim!!!bilen bilir benim bi tane montumsu ceketim vardı ama aynı zamanda yağmurluk gibiydi de...ve de bana öle bi rakır havası katıyodu ki aynaya baktıkça kendimi seviyordum,cici cici diye!!!!

hediye alışveriş falan filan derken bi yerde unutmuşum seni....

nasıl özledim şimdiden bi bilsen....kapımın arkasında askıdaki yerini boş bıraktım bilesin..ayrıca burdan ankamall yetkililerine sesleniyorum.lan bulun o ceketi bana!!! onsuz olmaz...

beni ben yapan bişeydi o....

seviyorum onu...

-metroda ,montumu kaybettiğimi anladığımdan bi tık sonra,neredeyse ağlıcaktım ama diren'den utandım ya...
-yarın gelicem seni bulmaya bekle beni!

çikolatasevervol.1


ya demin kek yaptım lan...nasıl mutluyum bilemezsiniz!!!
hayır hayır ilk kek yapışım falan değil bu !!!her seferin de aynı mutluluğu yaşıyorum...

hani keki yaparsın kalıba dökmeden bi tık önce böle fiti fiti çikolata parçaları koyarsın ya,çok da fazla çırpmazsın ki daha küçük parçalara ayrılmasın...işte aynı işlemi ben demin yaptım!!!!

ama tabi bi çikolata sever olarak keke bi tutam ağzıma beş tutam attım onlardan..işte bu nedendendir mutluluğum....mıymıy....

o değil de....#1

  • demin feysbukta birisi klibini paylaşmış ordan aklıma geldi. bir zamanlar tiziano ferro vardı yahu.."perdono" diye de bi şarkısı vardı...bu şarkının popüler olduğu günler "pıt" diye gözümün önüne geldi ama "pıt" diye...sonra kendimde utandım "sil bu hatıraları!" dedim. ıyyy rezil..
bide böyle bişey vardı...çöp kutusunda kalem açmaca!!!dersten sıkıldığımızda falan arkadaşlarla çöp kutusnda toplanır kalem falan açardık saçma salak diyaloglar çevirirdik orda :

-ya sudecan çok sıkıldım yaaa
-uff bi zil çalsa da köşe kapmaca oynasak
-saçındaki kurdale de çok güzelmiş
-sen şimdi senin kaleminin ucu açarkene kırılmış gibi yap daha fazla duralım burda ,evet. çok iyi fikir..
-çıkışta barbi oynasak ya bize gidip
-yok bence bizim ordaki otoparkta istop oynayalım
- o zaman tamam öğretmen anladı galiba gidelim artık

hödö hödö diye uzar o...unutmuşum aslında ya....
  • nedense hep otobüs kartım olmadığında-ki o zamanlar dolmuşa binmek zorunda kalırım-odtü durağından mütemadiyen dolu geçen 532 numaralı lanet otobüsler boş geçer ve ben çok üzülürüm böyle arkasından bakarım yarı ağlamaklı...kötü oluyor ya anladın sen onu...
  • ya bide dünyanın en önemli buluşlarından birisi mandaldır bence.... hatta böle dvd player'la falan kapışır yani! çok seviyorum mandalı!!!! bulan insana da burdan sesleniyorum keşke seni tanıyabilseydim çok iyi anlaşabilirdik bence ....
  • düdüklü tencere neden vardır ya ben hiç anlamış değilim mandalın aksine insanda bi huzur değil böyle bi korku yaratıyor...sevmedim vallai!!
  • hani bazen kendini hiç beğenmediğin günler olur ya böyle ya da(-ki ya da ayrı yazılır-) bakkala gitmek için evde giydiğin eşofmanlarla çıkarsın terlik olur bazen ayağında belkide ayakkabıyı giymeye üşenirsin arkasına basarsın falan hah işte öyle durumlar da lkokul arkadaşından karşı komşundan tut da böyle en alakasız ama en önemli kişilere kadar herkesi görürüsün.ardından kendi territoryne geldiğinde kafanı duvarlara vurusun ve bu da içinde utanç verici bi anı olarak kalır...işte o anılar size sesleniyorum!! sizden nefret ediyorum ya ...çık git bi rahat bırak beni.. her hatırladğımda içimi kötü bi duyguyla kaplıyorsun yeter lan! ignore ediyorum seni!!!!

oha!çok sinirlendim lan gene geldi şerefsiz anılar :unutmayaçalışankızgınbakıştekkaşkalkık:


neyse canım bu kadar yeterli bence!!!! öptüm çok kocaman!

wod

kevin mitnick namı artık direncan'ın!

geçen şey oldu. diren geldi bana "farkındaysan blogum kapalı bi kaç gündür.temasını neyim düzenlicem.böle çok şakalı bi sayfa olacak." dedi."oha!" dedim "la kötü diren bile değştiriyorsa ben niye hala gri fon üzerine yazıyorum??".sonrasında yine çok pis gaza gelerek bende kapadım blogumu...

hah iyi bok yedin ayşegül bide marifetmiş gibi anlatıyorsun!!!! aman efendim bu internet alemi nasıl bişeymiş anlamadım öyle bi batağıın içine düştümki...sayfayı düzenlicem diye kenardan ayça_22 ateşli sohbet için sizi bekliyor yazıları falan çıkmaya başladı(uğur'a selam)....ardından gittim yardım için bizim kötü diren'e.aynen böle bi konuşma yaşadık:

wod:olm lan naptım ben karıştı ortalık bi yardım et!!!
Mr.D:ne yardım etcem lan kendin hallet!ben webmaster'ım....

-konuşmanın geri kalan kısmını aile ahlakına uymadığı için yayınlayamıyoruz-

bi kaç gün daha çırpındım belki bişeyler yaparım diye cık olmadı.... hayır ben ki kevin mitnick olma hayalleriyle pc başına oturan adamım nasıl bu kadar basit şeyleri yapamam!!!!!çok kızdım kendime vallai(berkay'a selam)!!!

en acısıda bi ara adriana-gg-bokum zümçekleri(burak'a selam) varya altta hah işte onları çıkartamadık.aha dedim benim blogum olmuş adrianasız neyime?

işte iki gün önceydi artık o kadar sinirlendim ki bi tık sonra blogu silcektim huzura kavuşcaktım ama kahretsin fanlarım dedi "yapma ayşegül ":kendinibeğenmektenegosutavanadeğipdansedeninsangülümsemesi:

ve bende silmedim diren olaya sonunda el attı.süper oldu bence ha!!ayrıca şu kenardaki salon mobilyası tadındaki desenlere laf söyletmem ona göre!sevdim ben onları...sanki hep benimmişcesine davranıyorum mesela.....

gg nin anlamını bilmeyenler için yukarda bi zopcuk var ona tık edin canlarım.....

işte böylede geri dönüş yaptım..
öperim kocaman

-o değil de prof yaklaşıyor ya -
-aleksandır ribak a laf yok layn!-
-ha bi de teşekkürler direncan!!!-

wod

Umut benmişim meğersem....




beynimdeki düşünceler bazen(!)
cümle haline gelemiyor.
evet,evet yapamıyorum onu.....

teşekkürler Umut Sarıkaya!!!
tercümanım oldun!

:)))

beyin yok orda!şişkin dursun diye gazete kağıdı koymuşlar....

"o kim lan ?"falan gibi sorular yöneliyor boşluğa şimdi .farkındayım...(ve nilgün şu anda sürekli kendisine söylediğim cümleleri başlık olarak görünce "aha!benden bahsedecek" diyor ama yanılıyor..:)hepimiz o yiğidin(!) kim olduğunu biliyoruz anadolunun bağrından kopup gelmiş,"benim olmazsan taciz ederim" felsefesinin kurucusu..."Nihat Doğan" tabiki....

kimimiz bölelerini görünce şöle bi yukarı bakıyor ve şu soruyu soruyor"tanrım yarattın madem neden takip etmiyorsun???"

bu beyefendi politikaya 6 yıl önce "malum partide" adımını atmış.ve eklemiş;"geçmişte çok yoğun işlerimden(!) dolayı siyasete 2-3 yıl ara verdim."yoğun işleride bilmiyorsanız sıralayalım hemen seda sayan ,seda sayan,sonra bi de seda sayan....

"halkın idolü,Robin Hood olacağım.başbakanlıktan liderlikten bahsediyorum."
"kalbimi okyanusa attım.artık bilmem bir deniz kızımı çıkarır oradan?"
"face to face görüşelim."
hepsi aynı ağızdan dökülen cümleler...mekan zaman ve söylenme nedenleri farklı olsada aynı olan tek şey yoğun düşünmenin yarattığı baskıdan dolayı ortaya çıkan söylemler....:)

muhteşem politikacı kişiliğinin yanısıra biz bu beyefendiyi müzikal kişiliğiyle tanımıştık.çok güzel şarkıları falan vardı mesela bi şarkısını bi bölümü mesela (ki o nakarat beni benden alır...)

seni ekmek arası yapıp yerler yerler
herşey yerli yerinde buna orjinal derler
şıkır şıkır oyna gülüm oyna da görsünler
analar neler dogurmuş cümle alem bilsinler.

ayrıca kendine güveniyle de onu kıskananlar için çok güzel cevaplar verir...
"Nihat Doğan sakal gibidir kestikçe daha gür çıkar."


aman ya boşluktan ne yapacağını bilememekten iyice boka sardım ya ben...
bu da burda bitsin madem...

kocaman öperim

wod

murnum!

murnum, evet!murnum!o artık bi burun değil.en azından normal bi burun değil...

aynı kurulu mekanizmayla çalışan diğerlerinin aksine benim burnum durmadan sümük salgılamaya devam ediyor....sanki tüm vücudumda organ yağ neyim yokmuş, tamamen sümük varmışcasına sanki içerde yer yokmuşcasına o katı ile sıvı olma arasında gidip geliveren yapı,kendini olur olmadık yerde dışarı atmak istiyor....var mı böyle bişe ?yok tabii...

yıllardır sıkıntısını çektiğim adeta hayat sevincimi tamamen bendn alıp götüren ,domuz gribiyle falan boy ölçüşecek seviyeye gelmiş olan allerji belası bu sene yine hiç gecikmedi ve tam zamanında mutasyon geçirmemi sağladı. saygılarımı gönderiyorum....

beni bu aralar gören herkes bi şaşırıyor bi meraklanıyor hasta mıyım ölecek miyim falan diye...yok yok merak etmeyin kötüye bişecikler olmaz...ilkbahar geldi mi böle oluyor arkadaş!!!!!!sürekli bi hapşırmalar murun kaşıntıları göz pörtlemeleri hasta olmalar falan !'+'%/)=(&%+&(!!!??? ha bire "tanrım suçum neydi ?" falan diyesim geliyor...

hele küçükken daha beterdi.beni çocukluktan beri tanıyan arkadaşlarım bilirler(ebru bu yazıyı okurken içinden saydırıyor... -dışından da olabilir tabi-) bu mevsimlerde imkanı yok dışarı çıkamazdım böle pencereden dışarıyı izleyen ezikler olur ya içlerini falan çekerler aynen öyleydim. bazen annem kıyamaz "hadi git bi gez gel ama sakın koşuşturma " derdi.tabi ben dinler miyim???hayır mümkün değil öyle bi oynar zıplardım ki köşe kapmacasından yakan topuna tüm oyunlarda vardım hatta böle aldım-verdim yapanlardandım...tabi sonrası malum salya bi taraftan sümük bi taraftan salya akan bi yandan öksüren mutant bi çocuk eve dönüyor....ve sonu gelmeyen "ben sana demiştim...."cümleleri...

oha olm!çok dertliymişim ki ben!!!!

ve bu sene yılardır ahh bi kazansam diye harıl harıl çalıştığım hayallerimi süsleyen okuldayım.....yalnız ben değil kavak ağaçları da bu okulda(!)yerleşim yerlerinde diklmesi yasaklanan tüm kavak ağaçları adeta yerlerinden sökülüp odtüye dikilmiş her tarafta fiti fitiler uçuyor beyaz beyaz....sonra ayşegül neden küfürbaz oluyor!!!!

bide illet bi ilaç var öyle uykumu getiriyor ki anlatamam (otobüste hep görürüm ve uyuz olurum böyle kafalarını cama yaslayıp uyurlar,sonra her frenle kafa öne kayar ve kayarken camda bi iz bırakır o kafa .hah bildin mi onu?aynen öyle oldum)ondan şimdi bu sitem dolu yazıyı burada sonlandırmak zorundayım zira bi tık sonra klavyeyi yastık olarak falan kullanıcam....


kırmızı murnumla ,selam ederim.


wod

patates oturtma

hımm nerden başlasam ki anlatmaya !!!


efendim benim şu anda ikametkah ettiğim evde neredeyse aylardır bi tadilatçılık bi yenilemecelik falan var yani o kadar uzun sürdü ki başlama tarihini hatırlamıyorum neredeyse ben kendimi bildim bileli devam ediyor.annem apartmanı yıksaydı yeniden yaptırsaydık falan daha kısa sürerdi-biraz daha kassaydık eskişehir yolundaki ceylan inşaatın tekel için yaptığı binayla yarışacaktı-artık öyle bi hale geldik ki yemek sofrasında mutlaka ustalar için fazladan bi kaç tane tabak falan oluyordu- onları ailedenmiş gibi benimsemiştik adeta-

nitekim artık bitti....

ama yok öle beklediğim gibi olmadı yahu!daha büyük bi coşku falan bekliyordum sanki sıradan bi olaymış gibi karşıladılar en fazla "ayşegül bi kek yap da yiyelim " falan dediler.oysaki ben annem tarafından hazırlanacak ne baklavalar ne börekler hayal etmiştim.kısmet...sanki aylardır bizim evde sıcak aş pişiyormuşcasına davrandılar lakin artık öyle bi noktaya gelmiştik ki belediye artık kıyamıcaktı bize aş dağıtcaktı....


ve bide patates oturtma konusu var....bilindiği üzere benim en sevdiğim yemek patates oturtmadır.ve uzun süredir imkan yetersizliği yüzünden bizim mutfakta pişmiyordu. böle musluk falan takıldı ardından hemen o yapıldı .canım benim sana kavuştuğum için o kadar mutluyum ki!!!! her ne kadar bugün öküz gibi yemiş olsam da büyük bi iştahla tükettim seni..Allah seni başımızdan eksik etmesin dinimiz ,amin....


nese ben şimdi bi kek yapmaya gidiyorum hımm tabi bide mantı sözüm var dimi ya -unutmadım onu:)-



çok öptüm


wod

burada yapılmışı var!

yıllar boyunca biz 90'lı çocukların beynini yıkayan çocuk programlarına değinmek isterim ki ben...bu sadece bizim zamanımızda mı vardı ki ben anlamadım böyle arada sırada haberler alırdık "pokemonu izledi kendini pikaçu sandı balkondan atladı" falan diye ne bu ya?nedir bu 90'lı çocukların çektiği....

hatırlar mısınız bilmem...bi zamanlar teletabis vardı !!!hayatımda bu kadar zeka seviyesi dibe vurmuş bi oluşum daha hatırlamıyorum ben!!!nasıl bişeysin sen ya tiksiniyorum senden,seni bulup da önümüze çizgi film diye koyan zihniyetten,onu izleyen manyak çocuklardan! o değil kocaman renkli gay şişkolar yetmiyor,bide "höbölö hübele" ses çıkaran gözleri falan olan süpürge de var!!!o konuya hiç girmiyorum zaten....

"şirinler" e ne demeli?muhteşem bi çizgi film falan da sen niye el kadar bebelerin izlediği şeylere siyasi amaç yüklüyorsun onu hiç anlamadım işte!!!(ayrıca ben bu ayrıntıyı da yeni öğrendim sayılır yazık ya bana)

tusubasa zaten tam bi blog malzemesi !!!başlarken öyle bi stadyumda koşuyordu o öyle devasa bi saha ki dünyanın yuvarlak olduğunu anlayabiliyorsun (böle yuvarlak yeşil bi top üstünde gibi koşuyor tusubasa bildin mi onu?)rövaşatasına kurban olduğum....


(cem yılmaz'dan alıntı olacak ...)bi de akıl yoksunu menopozlu teyzelerin sunduğu el işi programları var ki bana başlık oldu herşeyin yapılmışını önceden hazırlayıp pıt pıt diye hızlı hızlı bitirince seni önünde el değmemiş bi kartonla mal mal bakışırken bırakabilir.normaldir her 90'lı çocuk yaşamıştır.yalnız değilsin.....


sanırım yetkili kimseler buna bi dur dediki artık pek görmüyorum bu programlardan.(belki de artık dikkat etmiyorum) bizden geçti artık ama bari yeni jenerasyon-yavrucuklar- daha fazla zarar görmesin!


bu seferlik bu kadar çok öptüm yine



wod.

çok pis gaza gelmece!!

sevgili okuyucu!
yok lan böyle de başlamak olmadı. sil bunu sil! cık! sevmedim!(kendiyle çelişen yazar vol.1)


uzun süredir bu blog işlerine karışmak aklımda vardı(beni tanıyan bilir maymun iştahımla her boka karışırım sonrada bi iki gün sonra hevesimi alırım bırakırım ama söz bu sefer öyle olmayacak:). En sonunda bugün "ee ayşegül hadi artık ne duruyorsun eline kalemi alan yazıyor kötü diren bile yazar olmuş başımıza, senin ne eksiğin var ?"dedim.Sonrasında çok pis gaza gelerek başladım yazmaya...

İsim bulma kısmında adeta sınırlarımı zorladım yahu!Onu yazdım "cık olmaz" dedi bunu yazdım "ıh ıh" dedi en sonunda gözümü karartıp kafamı kitaplığıma çevirip gördüğüm ilk kitabın ismini yazdım (zira "yusufçuk" ya da "kızıl tavşan" gibi kitapları görme ihtimalimde vardı.).

sonrası malum!!!her blog yazarı gibi burada saçmalamaya başladım."oha lan zevkliymiş aslında"falan dediğim anlar oldu olmasına da şu Türkçe zor dile be!Yazamadım bi türlü..."n" tane hatadan ve anlatım bozukluğundan ötürü şimdiden özür diliyorum.(gerçi mali gibilerini gördükten sonra benim Türkçe'm baya iyi be falan da diyorum hani!!(bkz.mali:üzüm üzüme bakar!(!))


şimdilik selam ederim !!!kocaman öperim!!!

wod.